ANA SAYFA
Tarihsel olarak bilimsel bilginin üretildiği en önemli kurumlardan biri olan üniversitelerin temel işlevi üretilen bu bilgiyi öğretme ve yaymadır. Bilimsel araştırma, meslek eğitimi ve kültür aktarımı, üniversite nitelemesini hak etmenin üç işlevidir ve bu işlevlerin eş zamanlı olarak yerine getirilebilmesi gerekir.
Tıp fakültesinden mezun olan her hekimin öncelikle, bilinen bilginin ötesinde, olaylara yeni ve alternatif yaklaşımlar sunabilen, derinlemesine tarihi ve felsefi tartışmalar yapabilen aydın kimliğine sahip olması beklenir. Bu anlamda yetişmiş aydın kimlikli hekim; içinde yaşadığı toplumun sorunlarını izlemek, tahlil etmek ve bilimsel bakış açısı ve sorumluluk bilinci ile kendi görüşlerini oluşturmak durumundadır.
Bugün bilimsel tıp eskisine göre daha çok eleştiriliyor ve başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarına yönelik olumsuz duygular toplumda hızla yaygınlaşıyor. Peki, bu durumda yapılması gereken nedir? İşe tıp fakültesi öğrencisinden başlamak iyi bir başlangıç olabilir çünkü her şeyi başlangıcı belirler. Anabilim dalımız tarafından verilen mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim programları ile amaçlanan, iyi hekimliğin olmazsa olmazları arasında tanımlanan, “hekimliğin profesyonel ve etik değerlerinin” kişiye kazandırılmasıdır. Meslek kimliği bilinci kazandırılmış, iletişimde ve insan ilişkilerinde başarılı, bilimsel ve teknik donanımı yanında meslek etiği açısından da donanmış, toplumunun sağlık sorunlarına duyarlı bir hekim yetiştirmek tıp fakültelerinin öncelikli hedefi olmak durumundadır. Hekim adayına uğraşı tanıtılırken, onda "kimlik kaygısı" ve "sorumluluk bilinci", "meslek bilinci" yaratılmalıdır. Hekim adayı mesleki kimliğinin nasıl biçimlendiğini görerek, kendi rolünü daha gerçekçi ve geniş açıdan algılayarak, tıbbı değerlendirebilmelidir.
Hastalık bir süreçtir ve bu süreçte "sorun çözme" yöntemlerinin nasıl kullanıldığı, metodolojik düşünme yeteneğinin varlığı önemlidir. Toplum, hekimlerden sadece belirli bir düzeyde tıp bilgisine ve becerisine sahip olmasını beklemez, bunun yanı sıra hekim kimliğine uygun olduğu kabul edilmiş bazı moral değerleri de sergilemesini bekler. Hekimlik sanatının öğretildiği tıp fakülteleri hekimlik kimliğinin kazanılmasında son derece etkili kurumlardır.
Modern sağlık hizmetleri, karmaşık ve çok boyutlu etik ikilemlerin doğmasına yol açmıştır. Hekimler bu ikilemleri yetkin biçimde çözümlemek için çoğunlukla hazırlıksızdır. Fakültemizde tıp etiği eğitimi özellikle hekim adaylarının ve hekimlerin etik anlayışlarını ve uygulamalarını güçlendirmek ve bu ikilemlere ahlaki çözümler sağlayacak araçlar sunmak üzere yapılandırılmıştır. Tıp etiği eğitiminde hedef, bireysel etik düşünmeyi ve ekip ortamında tartışmayı geliştiren birçok olguyu etkin biçimde ve tıp etiğinin metodolojisine uygun olarak çözme başarısını kazandırmak; etik sorunlar yasal ya da ahlaki ilkelerin ihlaline dönüşmeden çözüm bulma becerisini geliştirmek; doğal süreç içinde kazanılan ahlaki duyarlılığı, ahlaki bilinç biçimine dönüştürerek, eylemlerin bu bilinçle gerçekleştirilmesini; etik ilke ve değerlerin klinik uygulamalarda etkin biçimde kullanılmasını sağlamaktır. Bölümümüz bu anlayışla temel tıp etiği eğitimi ve klinik etik eğitiminin yanı sıra, Sürekli Tıp Eğitimi için de zorunlu ve isteğe bağlı kurs, seminer ve konferanslar ile eğitim çalışmalarına devam etmektedir.
Eğitim çalışmaları yanı sıra, Üniversitemizin Etik Kurullarına (Hacettepe Üniversitesi Etik Komisyonu, Akademik Etik Kurul, Klinik Araştırmalar Etik Kurulu, Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu, Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu) verdiğimiz katkı ve rehberlik devam etmektedir.
Ayrıca Üniversitemiz “Biyoetik Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi” aracılığıyla biyoetik alanına ulusal ve uluslararası katkılar sürdürülmektedir.
BİRİNCİ ARA SINAV |
06.11.2024 |
İKİNCİ ARA SINAV |
25.12.2024 |
FİNAL SINAVI |
15.01.2025 |
Tıp Tarihi Öğrenci Topluluğunun web sayfası için TIKLAYINIZ